Narconon Lise Öğrencileri için Uyuşturucu Eğitimi Müfredatı: Rastgele Olmayan, Kontrollü Önleme Çalışması

Richard D. Lennox
Psychometrics Technologies, Incorporated,
2404 Western Park Lane, Hillsboroough, NC 27278, USA

Marie A. Cecchini
Independent Research Consultant
10841 Wescott Avenue, Sunland, CA 91040, USA

Meslektaş incelemesinden geçmiş ve Madde Bağımlılığı Tedavisi, Önlenmesi ve Politikası tarafından yayımlanmıştır.

YÖNETİCİ ÖZETİ

Giriş

Her ne kadar Amerikan okullarıyla ilgili en temel nitelikli araştırma olan “Geleceği İzleme Araştırması” son bir kaç yıldaki anketlerinde küçük düşüşler ölçse de 12-17 yaşlarındaki tahmini 13 Milyon gencin alkol, tütün ve diğer uyuşturuculara bulaşmış olması, 1980’li yıllarda başlayıp 1992 yılında sona eren düşüş trendine göre yıllık olarak yüksek kalmaktadır.

Sorun alanları, birkaç örnek verirsek, reşit olmayanların 1999 yılındaki tahmini alkol harcaması 22.5 Milyar$ (toplamı 116.2 Milyar $); 12-17 yaş grubu gençlerin 1992 ve 2003 yılları arasındaki kontrollü reçeteli ilaçların kötüye kullanımında yüzde 212 oranında endişe verici artış (ki bu anketten sonra daha da kötüye gitti); ve gençlerin ağrı kesicilere başlaması 2001 yılında 1.124.000 olarak hesaplandı, esrara başlama sayısı olan 1.741.000’den sonra ikinci sırada gelmekte.

Kontrollü reçeteli ilaçlar (OksiKontin, Valyum and Ritalin dahil) anketin yapıldığı tarihte sadece esrar, alkol ve tütünün arkasından Amerika’nın dördüncü en çok istismar edilen maddeleriydiler.

Madde kullanımını önleme çabaları başarısız olursa bunun maliyeti büyük olur. 2005 yılında herhangi bir uyuşturucunun hayat boyu kullanım oranı 8. sınıflar için %21, 10. sınıflar için %38 ve 12. sınıflar içinse %50 idi. Her ne kadar uyuşturucuyu deneyen tüm öğrencilerin problem yaşamayacağı öne sürülse de, 2002 yılında alkol ve diğer bağımlılıklar ile ilintili olarak üretim kaybı, sağlık giderleri, adli masraflar ve sosyal yardım maliyeti 180.9 Milyar $ olarak tahmin edilmektedir. Birçok genç için madde bağımlılığı beraberinde düşük notlar, devamsızlık sorunu ve okulu terk gibi akademik problemler de getirmektedir. Aslen, öğrencinin sigara, alkol, esrar, kokain ve diğer uyuşturucuları kullanımı arttıkça, okulda başarısız olma, terk veya yüksek eğitime devam etmeme olasılığı da artmaktadır.

Ulusal Uyuşturucu Kontrol Politikaları Ofisi (ONDCP) halk sağlık gündemi ve Eğitim Bakanlığı hedefleri doğrultusunda, Narconon programının nihai amacı toplumdaki uyuşturucu kullanımını önlemek ve sonlandırmaktır. Araştırmalar göstermektedir ki ilk ergenlikte alkol ve diğer uyuşturucuların kullanımını önlemek veya geciktirmek daha sonraki ergenlik yıllarında ve yetişkinlikte madde bağımlılığı ve diğer risk oluşturan davranışları azaltmakta veya önlemektedir. Ancak, bu hedefe ulaşmak için hangi politikalar ve stratejilerin uygulanması konusunda tartışmalar sürmektedir. Son 40 yıldan fazla süredir Narconon uyuşturucu bağımlılığını önleme uzmanları okul müfredatlarındaki mevcut önleme çabalarını desteklemek için daha aydınlatıcı bilgiler içeren seminerler vermeyi sürdürmektedirler. 2004 yılında Narconon Enternasyonal, lise çağındaki gençler için, L. Ron Hubbard’ın araştırma ve eserlerine dayanan ve laik Narconon uyuşturucu bağımlılığı tedavi metotlarını içeren, 8 modüllük bir uyuşturucu eğitim programı hazırladı Programın yaratıcıları, programın başlangıcından beri var olan ve günümüzde halen sürmekte olan kalite kontrol uygulamaları çerçevesinde yapılan anketleri içeren, program sonrası öğrencilerden gelen geri dönüşümü analiz ederek, kanıt-bazlı uygulamalar ve önleme teorileri ışığında, tüm problemli hususlara cevap verecek, lise öğrencilerini hedef alan, bağımsız, evrensel (tüm ergenler) bir uyuşturucu eğitim müfredatı hazırlamayı başardılar.

Lise yaşındaki gençlere yönelik sekiz bölümlük Narconon uyuşturucu eğitim müfredatı içeriğinde benzersiz önleme stratejileri ile birlikte tütün, alkol, esrar ve sık rastlanan “ağır uyuşturucuları” da ele alan bölümleri bulundurmaktadır. Sağlık motivasyonu, sosyal beceriler, sosyal etki bilinci ve bilgi-üretim eylemleri madde kullanımı ve bağımlılık sebepleri ile ilgili birçok risk ve önlem faktörlerini dile getirmektedirler. Bu çalışmanın amacı, programın uyuşturucu kullanım davranışlarında, ergenlerin yaklaşım ve bilgilerinde değişiklik yaratabilme ve Narconon uyuşturucu önleme müfredatı bölümlerini önleme teorisi karşısında değerlendirmektir.

METODOLOJİ (Yöntemler)

Örnek tarifi

Narconon personeli iki eyaletten toplam 14 okulu program çerçevesine almıştır. Okullar,öğrenci sayısı, toplum nüfusu ve genel etnik köken benzerlikleri açısından eğitim ve kontrol gruplarına ayrılmışlardır. Okullar ayrıca, başlangıç noktası, yaklaşık bir ay sonra ve altı ay sonra kontrol olarak üç test gerçekleştirmeyi kabul etmişlerdir. Tüm Narconon uyuşturucu eğitim müfredatı ya başlangıç anketi sonrası (eğitim şartı) ya da son altı ay kontrol anketi sonrası (kontrol şart) uygulanmıştır. Müfredata sadık kalındığı bir yönetici raporu ile onaylanmıştır.

Ebeveynlerden gereken izinler alındıktan sonra Oklahoma eyaletinde 236 kontrol grubu ve 244 deney grubu öğrencisi ile Hawaii eyaletinde 295 kontrol grubu ile 220 deney grubu öğrencisi mevcuttur. Öğrencilere gönüllü katılım ve gizlilik şartları açıklanmıştır. Başlangıç anketi tamamlanmasını takiben 26 katılımcıyı içeren bir okul planlama gerekçelerinden dolayı çalışmadan çekilmiştir. Temsil edilen gruba cinsiyet veya potansiyel ilgili etnik veya risk grupları bazında bir ayarlama yapılmamıştır.

Çalışmanın protokol ve onay formları Copernicus Group IRB (HI001 Protokol) tarafından incelenmiş ve onaylanmıştır. İnsan katılımcı koruma sertifikalı çalışanları her bir öğrenciye sınıf listesi bazında özel bir kimlik numarası vermiştir. Gizlilik amacı ile, öğrenciler anket cevaplarını standart yuvarlaklar içeren ve sadece kendilerine ait kimlik numarasının bulunduğu cevap formlarına işaretlemişlerdir. Kullanılan liste ve kimlik kodları, her bir anket için öğrenciye aynı kimlik numarasını vermiş, ve böylece her ölçüm aşamasında verilen cevapların kıyaslanmasına olanak tanımıştır ki, kullanılan bu örnekleme stratejisi, çoğunluğu uyuşturucu kullanmayan gençler arasındaki genel sınıf nüfusu ortamında test edilen değişkenlerin gerekli istatistiki kuvvetler kullanılarak farklılıklarını bulma odaklıdır. Tamamlanmış olan cevap formları her bir öğrenci tarafından güvenli bir zarfa yerleştirilmiş, zarf yapıştırılmış ve araştırma personeline, veri girişi taranması, veri yönetimi ve istatistiki analiz için Baş Araştırmacıya postalanmak üzere teslim edilmiştir.

Uyuşturucu eğitimi müdahalesi

Program tasarımı, deney şartları için programa dahil edilen okulların eksiksiz bir uyuşturucu eğitim müfredatı teslim almasını gerektirmekteydi. Profesyonel eğitim almış yöneticiler kodlanmış bir teslimat kılavuzunu takip ederek günlük uyum raporu hazırladılar. Kodlanmış Narconon uyuşturucu kullanımını önleme müfredat materyalleri, yöneticiyi programı belirlenmiş standartlar çerçevesinde uygulayarak, programa sadık kalınmasına yardımcı olmaktadır.

Sonuç Ölçümleri

Birincil sonuç ölçümü; test öncesi ve test sonrası tasarımlarında kullanılmaları önerilen Madde Kullanımı Önleme Merkezi (CSAP) tarafından finanse edilmiş madde bağımlılığını önleme programlarında sonuçların değerlendirilmesi için tasarlanan İsteğe Bağlı Programlar için CSAP Katılımcı Sonuç Ölçümleri kullanılarak ölçülen “son 30 günlük madde kullanımı” idi. (Form OMB No. 0930-0208 Bitiş Tarihi 31/12/2005) Sorular, Geleceği Gözlemleme Anketinden alınan on iki soru da dahil olmak üzere bağımlılık yaratan yirmi iki uyuşturucunun kullanım sıklığına odaklanmıştır.

CSAP enstrümanları tarafından değerlendirilen ikincil sonuçlara risk algısı, Geleceği Gözlemleme Anketinden alınan beş soru da dahil olmak üzere uyuşturucu kullanımına yaklaşımlar ve alınan kararlar da dahil olup, bu sorular madde kullanımının zararlarının algısını içermektedir. Ayrıca Öğrencinin Risk Anketi Korunma Faktörlerinden alınan dört soru da ve uyuşturucu kullanımına yaklaşım ile ilgilidir. Kişilerin davranış değişiklikleri ile inançlarındaki değişiklikleri hesaplamanın yanı sıra, bu sorular eyalet ve ülke normları ile kıyaslama yapma imkanı sağlamaktadır.

Buna ek olarak programı geliştirenler CSAP anketine 25 soru eklenmesine ve bu soruların amaçlarının Narconon programı tarafından kapsanan uyuşturucu eğitimi kavramlarının her program katılımcısı tarafından doğru şekilde algılandığı, kontrol noktalarında ne derece kalıcı olduklarının ölçümü ve öğrencilerin programın kilit noktalarını uygulayıp uygulayamadıklarını sorgulamasını önermişlerdir. Program gelişim soruları yakınsal etkileri ölçmek üzerine tasarlanmış olup program materyalinin hatırlanabilirliğini test ederek programın ne derece eğitici olduğunu, bunun yanı sıra madde kullanımı ile ilgili kişisel inançlarını başkalarına iletebilmek, madde kullanımı için uygulanan baskıları algılama ve reddetme ve karar verme gibi program becerilerini kullanma kapasitelerini yansıtmayı da içermektedir.

İstatistiki analiz

Rastgele-olmayan tasarım -ki burada deney ve kontrol şartlarına atanmış grupların eşit oldukları varsayılamaz- tutucu bir analiz gerektirir. Bu sebepten dolayı bu çalışma başlangıç noktası ölçümlerindeki değişiklikleri analizinde Kovaryans Analizi (ANCOVA) kullanarak, birincil uyuşturucu kullanımı ile birlikte okul nüfusundaki değişiklikleri eş değişken kontrolü olarak kullanmıştır.

SONUÇLAR

Narconon müfredatı bölümlerinin gelişimi

Tablo 1 sekiz müfredat seansını, birçok uyuşturucu önleme programının ana hatları ile kıyaslar. İnteraktif müfredat toksikoloji, adli tıp bilimi, beslenme, pazarlama, eczacılık ve birçok diğer değişik alandan bilim-bazlı bilgiler aktarır. Program materyalleri görsel-işitsel destek ve tamamı aktarılan anlaşılır ders planları ile birlikte her bir seans için isim içermeyen öğrenci anketleri ve seanslar süresince oluşabilecek tüm sorun ve/veya soruların işlendiği yönetici kayıt raporu gibi kaliteli yönetimsel araçlar kullanır.

Yönetici eğitimi etkili iletişimin öneminin yanı sıra, öğrencilerin soru sorabileceği, kişisel durumlarını tartışabilecekleri ve aktif katılımcı olabilecekleri bir çevre de sağlar.

Narconon uyuşturucu eğitimi müfredatının, bu müfredatı henüz almamış olan mekanlarla uyuşturucu kullanım karşılaştırması

Takip aşamasında, Tablo 4 de gösterildiği gibi, uyuşturucu eğitim programında olup kontrol grubunda olmayan öğrenciler, hemen hemen tüm uyuşturucu tiplerinde daha az kullanıma yönlenmişlerdir. Başlangıç noktasında ölçülmüş olan uyuşturucu kullanımındaki benzerlikler ele alınacak olursa, bu motif bile tek başına uyuşturucu eğitim müfredatının sağladığı değişikliklerin ne kadar güvenilir olduğunu destekler.

Uyuşturucu kullanımında bir miktar azalma istatistiki olarak önem taşır. Belirli testlerin özellikleri programın ne derce etkili olduğunu gösterir. Son 30 gün içerisinde kullanılan alkol, tütün ve esrar kullanım alanları özellikle lise öğrencileri ile ilgilidir: Kullanılan sigara sayısı en kuvvetli etkiyi göstermiş olup, bu dumansız tütün ve sigara kullanım sıklığı tarafından takip edilmektedir. Esrar kullanım miktarı ve sıklığı da istatistiki olarak dikkat çekicidir. Alkol kullanımı ve sarhoş olmaktaki farklılıklar az etki göstermiştir.

“Ağır uyuşturucular” arasında ergenler tarafından yaygın olarak kullanılan amfetamin, müfredat sayesinde önemli derecede azalmıştır.

Uyuşturucu eğitimi ile kontrol grupları arasındaki farklılıklar, uyuşturucu kullanım verilerinin kişilerin kendi söylemlerine dayandığı tipte evrensel sınıf bazlı müdahaleler ile uyumludur ve madde kullanımı seviyeleri sadece küçük bir ergenler alt grubu arasında yüksektir.

Narconon uyuşturucu eğitimi müfredatının, müfredatı henüz almamış olan mekanlarla uyuşturucu ve uyuşturucu kullanımı hakkındaki risk ve yaklaşım algıları kıyaslaması

Programa katıldıktan altı ay sonra, başlangıç noktası farklılıkları kontrolü ile, altı aylık takip süresini takip eden yıl içerisinde sarhoş olma konusunda kontrol grubundaki eğilim, uyuşturucu eğitimi almış gruba kıyasla çok daha fazlaydı, ayrıca kontrol grubundaki sigara içme kararlılığı da daha yüksekti. Karşılaştırıldığında, uyuşturucu eğitimi almış tedavi grubu uyuşturucudan arınmış bir hayat tarzına bağlı kalma konusunda kontrol grubundan daha kararlı olduğunu belirtti.

Altı aylık takip aşamasında zarar riskini değerlendiren beş sorudan dördü istatistiki olarak önem taşıyordu. Uyuşturucu eğitimi grubundaki öğrencilerin bariz olarak fazla bir kısmı “kişiler bir veya iki kez esrar içmeyi denerse veya düzenli olarak esrar içerlerse, kendilerine zarar verme (fiziki veya diğer bir şekilde) riski taşırlar mı?” sorusuna yüksek risk cevabı vermişlerdir. Bu yaklaşımlar aynı zamanda tasarımcı tarafından önerilen uyuşturucu eğitimi programına katılan ergenlere sorulan sorularda da kendilerini göstermektedir olup, uyuşturucunun kötü olduğu yaklaşımı yaygındır.

Narconon uyuşturucu eğitimi müfredatının, müfredatı henüz almamış olan mekanlarla müfredat materyalinin algılanmasındaki yeterliliğin kıyaslaması

Tablo 9 da gösterildiği üzere, uyuşturucu eğitim programını aldıktan altı ay sonra, programı alan öğrenciler bariz olarak fazla sayıda, başlangıç noktası farklılıkları kontrol edilmiş olarak, verdikleri cevaplarda on dokuz konudaki program içeriği ile uyuşum gösteriyorlardı. İlginç bir nokta olarak, uyuşturucu eğitim programına katılan öğrenciler alkolün bir uyuşturucu olduğu ve uyuşturucu bağımlılığının hem yasak, hem de yasak olmayan maddeleri kapsadığı konusundaki algılarını geliştirdiler. Başlangıç noktasında, birçok öğrencinin uyuşturucu kullanımının beslenme üzerindeki kötü etkisi konusunda zayıf bir algısı mevcuttu, bu durum program tarafından düzeltildi.

Müfredat esrar hakkında da sık rastlanan bir yanlış algıyı düzeltti, doğal olarak yetiştiği için içerdiği kimyasalların zararlı olmadığı. Öğrenciler ayrıca medyada yayınlanan reklamların uyuşturucu kullanımında sosyal bir baskı aracı olduğunu doğru bir şekilde belirlediler. Bu sorulara verilen birçok cevaptan anlaşıldığı üzere, uyuşturucu eğitim müfredatını alan öğrenciler uyuşturucunun genel olarak beden ve zihin üzerinde yaptığı etkiyi daha iyi anlayabilmişlerdir.

Öğrencilerin karar ve davranışlarını değerlendiren altı sorudan üç tanesi belirgin bir değişiklik üretti. Uyuşturucuyu engelleme grubundaki öğrenciler uyuşturucu hakkında karar verecek kadar bilgi sahibi olduklarını belirtmeye daha yatkındılar. Enteresan bir şekilde, her ne kadar her iki grup da her bir zaman aşamasında geçmiş uyuşturucu kullanımı baskılarına direnç konusunda benzer cevaplar vermiş olsa da, uyuşturucu engelleme grubundaki katılımcılar uyuşturucu alma konusundaki baskılara daha yüksek direnç gösterebildiklerini belirtmişlerdir. Aynı zamanda “uyuşturucu aslında o kadar da kötü değildir” söylemine yanlış cevabı veren öğrenci sayısında da daha büyük bir kayma olmuştur.

TARTIŞMA

Bu çalışmanın amacı Narconon uyuşturucu eğitim programının evrensel (tüm öğrenciler) bazında ve sınıf ortamında, öğrencilerin uyuşturucu kullanımı davranışlarında uzun süreli etki oluşturma kapasitesini ölçmekti. Genel olarak, başlangıç noktası anketlerine verilen cevaplar, ülke bazlı anketlerle benzer cevaplar içermekteydi. Test öncesi kullanım seviyelerinin kontrolü sonrası, uyuşturucuyu engelleme müfredatını aldıktan altı ay sonra, uyuşturucu eğitim grubundaki öğrencilerin, kıyaslama grubuna nazaran mevcut uyuşturucu kullanımları daha azdı. Bu nüfus için önemli uyuşturucu kullanım kategorileri olan alkol, tütün ve esrar kullanımında önemli azalmalar belirlenmiş olup, reçeteli ilaç, kokain ve ekstazi gibi “ağır uyuşturucu” grubuna giren uyuşturucu kullanımında da azalma görülmüştür. Tablo 4 deki sonuçlar uyuşturucu eğitim programında test edilen tüm kategorilerde, uyuşturucu kullanım davranışlarında azalmaya sebep veren açık ve güvenilir bir eğilim göstermektedir.

Bu durum Narconon programının normal şartlar altında bir sınıf ortamı bazlı müdahale operasyonu olarak “gerçek dünya” testi değerlendirilmesi açısından teşvik edicidir. Bu programı ve değerlendirmeyi okullar açıkken uygulama önündeki engeller, özellikle de etkisini kişinin kendi beyanına dayanan cevaplarla belirlenmesi, uyuşturucu eğitim grubu ile kontrol grubu arasında ufak ta olsa bazı farklılıklara ve göreceli olarak yüksek hata şartlarına yol açmıştır.

CSAP anket metodolojisinin kullanımı uyuşturucu kullanımındaki azalmayı ölçme imkanı vermemektedir, zaten bu değerlendirmenin amacı da bu değildir. Önemli bir şekilde, seçilmiş yüksek risk grubu öğrenciler yerine evrensel bir topluluğu test ederek, öğrencilerin büyük bir kısmının başlangıç noktasında hiç uyuşturucu kullanmamış olduklarını belirttiklerini göz önüne alırsak, her bir kategorideki öğrenci cevapları arasındaki matematiksel farklılık az olmuştur.

Uyuşturucu eğitim programının davranış ve inançlardaki değişiklikte fark yaratacağı hipotezini test eden CSAP sorularının, madde kullanımında uzlaştırıcı bir etkisi olduğu tartışılır. İlginç bir şekilde, zaman içerisinde yeni bilgi öğrenildiği ve bu bilginin saklandığını ölçme amaçlı sorular, her ne kadar veriler hakkında bir ön bilgi olduğunu gösterse de, genede kategorik bir şekilde istatistiki olarak en önemli değişiklikleri üretmiştir.

Öncelikli olarak bir eğitim stratejisi (Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi gruplandırması), Narconon programı anahtar önlem teorileri ile örtüşmeler gösteren yaklaşımlar içermektedir. Müfredat boyunca, her bir bölümü aktarmak için ikna edici iletişim vurgulanmaktadır. Becerikliliği arttırmak için öğrenciler ile iletişim ve sosyal etkilere değinen okul sonrası sosyal medya ve diğer çevresel etkileşimlerin kişisel olarak teftişi kullanılmıştır. Bilim bazlı bilgi sunulur ve öğrenciler kendilerine farklı kaynaklardan bilgi olarak sunulan mesajların doğruluğunu değerlendirme becerisi kazanmak için tasarlanmış olan egzersizleri yaparlar.

Bilgini önemine saygılı olmak kaydıyla, bazı erken önleme programları kişilere alkol ve diğer uyuşturucuların zararlı etkileri hakkında gerçekçi bilgiler vermiş ve bu, kişilerin kendi faydalarına olacağı için alkol ve uyuşturucu kullanımlarını azaltacakları veya vazgeçecekleri teorisinden yola çıkmışlardır, ancak bu genel sadece bilgiye dayalı veya farkındalık yaratan modeller engelleme alanında çok az sayıda evrensel olarak üzerinde fikir birliğine varılan gerçeklere ulaşmıştır: Kişilerin büyük bir kısmı için, pasif bir şekilde sağlık ile ilgili bilgi aktarımı onların mevcut davranışlarını değiştirmeye veya mevcut ya da gelecekte kullanacakları uyuşturucu miktarını azaltmaya yeterli olmaz.

Kuruluşundan beri, Narconon önleyici eğitim materyallerini, doğru bilgi iletişimini ve ileten kişi ile etkileşimi önemsemiştir. Yönetici eğitimi McGuire tarafından tanımlanan beş bölümlük iletişim ikna modeli ile paralellik taşır. Bu teoriye göre, etkili olabilmek için bir eğitmen dinleyenlerin ilgisini üzerine çekmeli ve orada tutmalı, anlaşılabilir olmalı (algılama), mesajın hedeflediği kişiden kabul görmeli (esneme), bu kabul zaman içerisinde korunabilmeli (saklama), ve bu şekilde uygun durumlarda eyleme dönüştürülebilmelidir. Doğru cevabı seçme yetkisini test etmek, yalnızca o bilginin algılanan değeri ve faydası sorusunu cevaplamaya yeterlidir.

Bu amaç için, yönetici eğitimine dahil edilen ikna edici iletişim ve multi-medya program bölümleri düşündürücüdür. Teorik olarak, uyuşturucuların yapı ve etkisi konulu bilim bazlı bilgi iletişimi öğrencilerde yargı ve bilinç gelişmesine yardımcı olabilir, ancak yalnızca yollanan mesajın gençler için çok gerçekçi olduğu ve öğrencinin saygı duyacağı ve takdir edeceği bir biçimde sunulduğu için. Duygusal reaksiyonları da içeren (eğlence, içerik değeri vb.) öğrenci tatmin ölçümleri daha ileri bir şekilde incelenmelidir çünkü bunlar yalnızca basit doğru/yanlış soruları ile algılanmayacak olan bilgi algılanmasında önemli kaymaların açığa çıkartabilir.

SONUÇ

Sekiz modüllük, yoğun eğitim müfredatı olan Narconon programının gerek teoride gerekse de madde kullanımı sebeplerinde sağlam temelleri olup bazı önemli ve tarihsel olarak başarılı önleme bölümleri içermektedir.

Bu durum, sınıf bazlı bu programın katılımcılarının uyuşturucu kullanımı ile ilgili davranışlarını değiştireceği öngörüsünü destekler. Ayrıca, Narconon’un ağı, sürdürülebilir ve yüksek sadakat içeren program uygulanmasını teşvik eden kuvvetli bir organizasyon yapısı da sağlar.

Bu değerlendirmede, Narconon uyuşturucu müfredatı, test edilen tüm kategorilerde, uyuşturucu eğitimi programının tamamlanmasından tam altı ay sonra uyuşturucu kullanımında güvenilir azalmalar sağlamıştır. Gençler tarafından en yaygın şekilde kullanılan uyuşturucular olan alkol, tütün ve esrarı ve bunlarla birlikte “ağır uyuşturucu” kullanımını da değerlendiren soruların üçte biri, uyuşturucu kullanımında istatistiki olarak önemli derecede azalma göstermiştir. Gerek amfetamin, gerekse de amfetaminin reçetesiz kullanımındaki azalmaların elde edilmesi, özellikle bu ilaçların son zamanlarda kolayca elde edilmesi ve kullanımına başlanmasındaki artış göz önüne alındığında, önemlidir. Uyuşturucu kullanımı davranışındaki azalmaların güvenilir olması, Narconon uyuşturucu eğitimi müfredatına en büyük desteği sağlamaktadır.

Program uyuşturucu kullanımı davranışlarında azalmayı sağlaması, geçerli ancak yanlış mesajları düzeltmenin yanı sıra, gençlerin inceleme, kendi sonuçlarını çıkartmalarını ve potansiyel olarak kişiler arası ilişkilerin gelişmesine katkı sağlayarak uygun grup normlarının gelişmesini sağlamaktadır. Bu değişiklikler birey ve grupların gerek risk, gerekse de düzeltilmiş yaklaşımlarındaki algılarda kaymaları gerçekleştirmektedir. Ancak, bu programın eylem mekanizmaları, bu hipotezi test etmek için daha hassas alet ve analizler kullanılarak daha derinden araştırılmalıdır. Her ne kadar CSAP soru formu geniş bir geliştirme evresi geçirmiş olsa da, uyuşturucu kullanımı engelleme programlarının etkili evrelerini ayrıştırmak daha güçlü bir metodoloji gerektirir, özellikle de bu programın kuruluş teorileri ışığında.

Narconon uyuşturucu eğitim müfredatı, lise sınıfı gençler bazında açıkça olumlu sonuçlar vermekte ve uyuşturucudan uzak durmak konusunda önemli ve kuvvetli bir mesaj yollamaktadır. Uyuşturucu kullanımı davranışlarındaki önemli azalmalar ele alındığında, program materyalinin içerdiği bilimsel içerik ve sosyal etkileşim teorisi ve bunların uygulanması ışığında, Narconon International’ın güçlü, merkezi yönetimi ile birlikte, bu program son derece umut verici olup, madde kullanımını engelleme alanında önemli bir ihtiyacı giderir.